Görmek ve bakmak

Aylin evden öylesine dolaşmaya çıkmıştı. Her zaman uğradığı mekanlara uğrayacak, belki oradan alışverişe geçecekti. Hava sıcaktı seyyar dondurmacıdan dondurma almak istedi. Dondurmayı alıp parayı verirken bir şey dikkatini çekti. Bankta oturan bir delikanlı gözlerini kırpmadan kendisine doğru bakıyordu. Aylin genç ve güzel bir genç kızdı. Bakılmak hoşuna gitmişti. Saçlarını geriye attı. Yoluna devam etmek yerine biraz daha oyalanmayı tercih etti. Şöyle üzerine başına baktı. Elbisesinden sarkan ipi çaktırmadan kopardı. Fotoğrafçıya poz verir gibi davranıyordu. Sanki banktaki delikanlıyı görmemiş gibi yapıyordu. Dondurmayı daha bir ihtimamlı yaladı. Acaba ruju akmış mıydı ? Sırtını dönüp çantasından çıkardığı el aynasıyla kontrol etti. Biraz akmıştı ama şimdi insanların ortasında makyaj tazeleyemezdi. Ayakkabılarının üzerinde de çamur damlacıkları vardı keşke özenli yürüseydi. Heyecanlanmamaya çalışıyordu ama nabzı artmış, ateşi yükselmişti. Delikanlı hala ona bakıyordu.

“Demek ki büyüleyici bir halim var, sürekli bana baktığına göre” dedi. Acaba delikanlı tanıdık birisi miydi? Doğrudan bakmaya çekiniyordu, çaktırmadan yan gözle baktı. Galiba tanıdık değildi.

Delikanlının giyimi fena değildi. Efendi birisine benziyordu. Ama birisine öyle aval aval dakikalarca bakılmaz ki?  Bekarlığı kafasına vurmuş biri miydi acaba? Tanımadan bilemezdi. Acaba delikanlı kalkıp yanına gelecek miydi? O kadar baktıktan sonra elbet gelirdi. Dondurması az kalmıştı. Biterse orada duraklaması için bir nedeni kalmayacaktı. Biraz etrafa bakındı. Sanki birisini bekliyormuş gibi yaptı. Dondurmayı bitirmekte acele etmedi.

Delikanlının oturduğu banktan kalkıp yanına gelmesini, en azından bir iki şey söylemesini bekliyordu. Delikanlı birkaç söz söyleyince, onunla ilgilenmeyip oradan hemen ayrılacaktı. Sonra da arkadaşlarına birinin kendisine asıldığını ama yüz vermediğini ballandıra ballandıra anlatacaktı. Ama görünen o ki kendisi delikanlıdan daha fazla heyecan yapmıştı. Tam ümitleri suya düşecekti ki delikanlı ayağa kalktı ve kör bastonunu kullanarak yürümeye başladı. Meğerse delikanlı kördü.

Aylin hayıflandı:

-Neden körler sürekli siyah gözlük takar, şimdi anlamış bulunuyorum!

“Görmek ve bakmak” üzerine 2 yorum

  1. gerçekten ben bu kısa yazıdan öyküden olaydan çok etkilendim.. paylaşım için teşekkür ederim sevgili adminim..

    Yanıtla
  2. Hikayenizden çok etkilendim. Bende birşeyler eklemek istiyorum görmek ve bakmak arasında çok fark vardır. Eğer körü körüne bakıyorsanız göremezsiniz.

    Yanıtla

Yorum yapın