Hikaye şehre uzak bir köyde geçiyor. Bu köyde henüz 15-16 yaşlarında bir genç kız yaşarmış. Bu kız zamanla karşı sokakta oturan bir delikanlıya gönlünü kaptırmış. Ama delikanlının bundan haberi yokmuş.
Kız adı çıkar diye içindeki aşkı bir türlü kimseye söyleyemiyormuş. Çünkü evlilik olmadan birisine sevdalanmak, hele de bir kızın bir erkeğe aşık olması hoş karşılanmazmış. Kız kaç kere cesaretini toplayıp delikanlıya açılmak istese de son anda cesareti kırılıp susuyormuş. Derken delikanlı yüksek tahsil için uzak bir şehre gitmiş. Ayrılığın acısı genç kızın yüreğini dağlıyor, içindeki ıstırabı kimseye söyleyemediği için de acısı katlanıyormuş.
Bir bayram sabahı caminin önünde kız delikanlı ile karşılaşmış. Meğer delikanlı bayram izni için köyüne gelmiş. Kızın içi içine sığmıyormuş. Göz göze gelince dili tutulmuş bir şey diyememiş.
Akşam havanın kararmasını beklemiş. Akşam delikanlının yolunu gözleyen kız köy odasından evine dönen delikanlının önüne tesadüfen çıkarmış gibi yapmış. Akşamları kızların sokaklarda dolaşması uygun karşılanmadığı için fazla da vakti yokmuş.
Delikanlıya selam verip birkaç kısa cümleden sonra ağzından “ben seni beğeniyorum” cümlesi çıkıvermiş. Delikanlı şaşkınlıkla gülmüş ilk anda bir şey diyememiş. Daha sonra diyeceklerini de kızın bekleyecek kadar vakti yokmuş. Utanarak evine doğru hızlı adımlarla yürümüş.
O günden sonra kızın sevdası büyümüş, delikanlıdan hep bir haber beklemiş. Delikanlı ise bayram sonrasında okula gitmek için köyden ayrılmış.
Delikanlıdan haber gelmedikçe kızın için için şikayet edermiş. Ama sevdası da katlanırmış. Çok fazla dalgın olmaya başlayınca bunu gizlemek için kilim dokumaya başlamış. Böylece onun dalgınlığı hiç dikkat çekmiyormuş.
Kilim dokurken sıkıntıları hafifleyen kız. Kilimin motiflerini yaşadıklarından ve hissettiklerinden oluşturmaya başlamış. Kilime delikanlı ile ilk karşılaştığı yeri ve onu uzaktan gözlediği yerleri resmetmiş.
O zamanlarda kilimin dokunması çok uzun sürermiş. Kızın hasreti de uzun sürmüş. Delikanlı ile kaçamak buluşmalarını, hayallerini kilime nakşetmeye devam etmiş.
Bir ara delikanlının annesinin oğluna kız aradığını duymuş, kendisi dururken başka yerlere bakınmasına sitem etmiş ve bunu kilime dokumuş.
Bir ara delikanlının ağzından “neden olmasın” sözü dökülmüş, kız kilime dere kenarında tek katlı şirin bir kerpiç ev konduruvermiş. Evlenince herkesten uzakta doğanın içinde böyle bir evde oturmak istiyormuş.
Kızın aşkı karşılıksız kalmaya devam ettikçe acısı da dayanılmaz olmuş. Yaşamaktan bıkmış. Ama Allah’a sığınmış kilimine sıkıntısını dokumakla yetinmiş.
Kızın ısrarına delikanlı bir ara karşılık vermiş “okulum bitsin evleniriz demiş” kız sevinçten havalara uçmuş ama sevinci uzun sürmemiş. Okulu bitiren delikanlı askere gitmemiş.
Asker yolu gözleyen kız içinden delikanlının sözünü hatırlayıp hayıflanırmış. Acının olgunlaştırdığı kız içindeki acıyı diline vuramayınca kendini ilme vermiş. Kilimine aşkı ve ilmi dokumuş. Her ilmeğinde delikanlıya mesajlar varmış.
Bu kilim dokunduğunda bir aşkın hikayesini anlatacak, kilimin nakışlarını okuyanlar kızın ne çektiğini anlayacaklarmış.
Delikanlı askerliği de bitince bu sefer çalışmak için yurt dışına gitmiş ve uzun süre gelmemiş. Kızın dokumakta olduğu kilim ise uzadıkça uzamış uzun bir yolluğa dönüşmüş. Kız kilimi bir türlü tamamlayamıyormuş.
Sonunda kızın naif kalbi bitmez tükenmez aşk acısına yenik düşmüş kilimin ucuna kırmızı kalp motifi yaparken çok içlenmiş ve duruvermiş.
Kilim
.
Sevdiğine Sözü Olan Bir Kilim Dokur
Kilimin Dilinden Ancak Anlayan Okur
Sırlarımı Verdim Sana Sevgimi Verdim
Şu Gönlümü Kilim Yaptım Yoluna Serdim
.
Ayıptır Günahtır Diye Kilit Vurdular Dilime
Aşkı Dokudum Kilime Anlıyor Musun
Yetinmedim Türkü Yaptım Gayri Bu Canımdan Bıktım
Hani Senin Olacaktım Dinliyor Musun
.
Kilim Kalbin Aynasıdır Gönül Sesidir
Her Nakışı Bir Duygunun İfadesidir
Kilim Sevgiliye Çağrı Aşka Davettir
Kimi Renkler Şikayettir Kimi Hasrettir
.
Ben Şu Gönül Tezgahında Kilim Dokudum
Erenlerin Dergahında Aşkı Okudum
Töremizde Kilim Demek İlim Demek
Kilim Sevdadır Özlemdir Derttir İstektir