Din kültürü öğretmeni hazreti Yunus (as)’ın hayatını işliyormuş. Hazreti Yunus (as)’ın balinanın karnından sağ salim
Dursun aklı kıt hovardanın tekiymiş. Sürekli karı kız peşinde koşarmış. Bir gün Temel’e düğün davetiyesini
Çocuğun birisi dileniyormuş. Çok para verirler diye hastane kapısının önünde bekliyormuş. Kimisi para veriyor kimisi
Nasreddin hoca oğluna çeşmeden su doldurmasını istemiş. Çocuk tam kapıdan çıkacakken ensesine şaplağı basmış: -Aman
Temel mahalle karakolunun başkomiseridir. Kadının bir telaşla içeri girer ve yaşadıklarını en ince ayrıntısına kadar
Temel’in babası ölmüş. Yıkanması lazım demişler. Temel’e kalsa yıkamadan gömdürecekmiş. İmam’a 10 lira uzatmış. İmam
Komşular Temel’e misafirliğe gelmişler. Misafirlerin bir kızı varmış öve öve bitiremiyorlarmış. -Efendim bizim kız okulu
Öğretmeni küçük Alican’a sormuş. -Başkalarına iyilik yaparak onları sevindirmeliyiz. Söyle bakalım Alican sen de başkalarını
Ergen Temel otobüste giderken bir yandan da cebindeki şekerleri teker teker yiyormuş. Yanına oturan yaşlı
Camideki cemaat huşu içinde namazını kılıyordu. İmam kıraati uzatınca içlerinden birisi: -Hocam biraz kısa kessek!