Gölge etme başka ihsan istemem

Diyojen Büyük İskender zamanında yaşamış bir filozoftur. Çağdaşı alimler, tüccarlar ve halk Büyük İskender’in önünde eğilip ona yalakalık yapmasına rağmen Diyojen asla böyle bir şey yapmamıştır. Bir gün Büyük İskender şehri gezerken fıçı içinde yaşayan bir adama rastlar. Adam güneşin altında mayışmış bir şekilde yatmaktadır. Tüm serveti bir parça çul-çaput ile günlük olarak kullandığı malzemeleri koyduğu torba olan bu adam Diyojen’dir ve Büyük İskenderi karşısında görmesine rağmen istifini bozmadan güneşlenmeye devam eder. Askerler Diyojen’i bu saygısızlığından ötürü tartaklayacakken Büyük İskender engel olur ve:

-Herkes Büyük İskender geliyor diye ayağa kalkıyor, kimileri saygısından yerlere kapanıyor, sen neden ayağa kalkmıyorsun , yoksa sen Büyük İskender’i tanımıyor musun,  diye sorar.

Diyojen:

-Tanıyorum ve iyi biliyorum, diye cevap verir.

Büyük İskender:

-Öyleyse söyle bakalım ben kimim?

Diyojen:

-Sen benim esirimin esirisin, der.

Bu söz Büyük İskender’i şaşırtmıştır. Atından iner ve:

-Ne demek bu, diye sorar.

Diyojen:

-Sen toprak için, mal için insan öldürüyorsun. Halbuki bunlar benim değer vermediğim şeyler, benim esirim. Sen ise benim esirime köle olmuşsun. Kim kime ayağa kalkacak?

Büyük İskender Diyojen’in kimseye minneti olmayan  büyük bir filozof olduğunu anladı ve kıyak çekmek istedi:

-Dile benden ne dilersen!

Diyojen:

-Güneşimi kesiyorsun, gölge etme başka ihsan istemem!

 


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Simyacı özet kısa ve öz Hikaye haritası ne demek biliyor