Bu sayfada vefalı olmak ile ilgili hikayeler yer almaktadır.
Vefalı aşığın hikayesi
Perihan lise yıllarında adem adında fakir bir delikanlıya aşık olmuştu. Delikanlının da onda gönlü vardı ama maddi imkansızlıklar nedeniyle sıkıntı yaşıyordu ve liseden sonra Almanya’ya çalışmaya gitmişti.
Adem ondan uzakta yaşıyor olsa da Perihan hala Adem’e yanıktı ve sürekli mesaj atmaktaydı. Adem Perihan’ın mesajlarına karşılık veriyor ancak Almanya’da yeni bir hayat kurduğu için Perihan ile olan gönül ilişkisini sonlandırmak istiyordu.
Bir süre sonra Adem Perihan’ın mesajlarına cevap vermez oldu. Perihan bir süre daha mesaj yollamaya devam etse de, karşıdan cevap gelmeyince mesaj atmayı bıraktı.
Aradan yıllar geçtikten sonra Perihan Adem’in Türkiye’ye dönüş yapacağı haberini aldı. Acaba hala kendini seviyor muydu yoksa unutmuş muydu, bunları merak ediyordu.
Adem evlenmiş ve üç çocuğuyla, eşiyle birlikte Türkiye’ye dönüş yapmıştı. Perihan Adem’in hayatında yerinin olmadığını anladı fakat içindeki aşk ateşi sönmüyordu. O vefalı bir aşıktı ama Adem’in yuvasını da bozmak istemiyordu.
Perihan Adem’den sonra kimseyi sevmedi, sevemedi, evlenmedi. Onunla hayatını birleştiremeyecek olsa da platonik olarak ona aşık olmak yetiyordu.
Aradan uzun yıllar geçtikten sonra Adem’in karısından boşandığı haberini aldı. Acaba Perihan’a Adem’e kavuşmak için bir fırsat mı doğmuştu ?
Adem ile eski bir arkadaş gibi buluştu ve niyetini açıkça belli etti. Adem evliliğini sonlandıralı uzun zaman geçmediğini ve yeni bir ilişkiye hazır olmadığı söyleyince Perihan sarsıldı ama yıkılmadı. Onu eskiden olduğu gibi uzaktan sevmeye devam etti.
Günlerden bir gün Adem’in oğullarından birinin kemik iliği nakli olması gerektiğini öğrendi ve hiç tereddüt etmeden bağışçı oldu. Dokuları uymuştu ve Perihan’dan Adem’in oğluna nakil yapılarak çocuğun hayatı kurtulmuştu.
Adem Perihan’ın vefası karşısında duygulandı ama onunla hayatını birleştirmek istemiyordu. Bu yüzden yine evlilik teklifi yapmadı.
Perihan ile Adem hiç evlenmediler ama Perihan vefalı bir aşık olarak Adem’i sürekli sevdi.
Karga yavrusu
Yeşim bir gün okuldan dönerken yavru bir karga yavrusuna rastladı. Karga yavrusu yuvadan düşmüş ve yaralanmıştı. Hayvanı veterinere götürüp yarasını sardırdı. Karga yavrusuna yarası iyileşip kendi kendine yetebilecek kadar büyüyene kadar evinde baktı ve Sami adını verdiği kargayı zamanı gelince bulduğu yere bıraktı.
Yeşim okula giderken ve dönerken karga yavrusu Sami ile karşılaşıyor ve yanında yiyecek olursa onu besliyordu. Sami Yeşim’i tanıyor ve ondan kaçmıyordu.
Puslu bir kış akşamında Yeşim okuldan eve dönerken arkasından hızla gelen yan kesici Yeşim’in cüzdanını kapıp kaçmaya çalışırken Sami ona doğru uçup yan kesicinin gözünü gagaladı.
Yaşadığı acı nedeniyle elindeki cüzdanı yere atan yan kesici oradan uzaklaşamadan Sami’den birkaç darbe daha aldı.
Karga Sami’nin vefası nedeniyle duygulanan Yeşim Sami’nin kanadından öptü ve ona en sevdiği yiyecek olan ceviz verdi.
Derslere vefa göstermek
Selim’in dersleri epey kötüydü. Anne babası bu duruma üzülmekle birlikte artık durumu kabullenmişlerdi. Selim derslerine sadece yazılı olacağı zamanlarda çalışır, ödevleri yapmadığı, derslerini düzenli olarak tekrar etmediği için yazılıdan bir gün önceki çalışması yeterli olmazdı.
Bir gün dolmuşa bindiği zaman yanına oturan yaşlı bir amca Selim’e büyüyünce ne olacağını sordu.
“Araba tasarlayan bir mühendis olmak istiyorum” diye cevap verdi Selim.
“Peki derslerin nasıl ?” diye sordu yaşlı adam.
Selim derslerinin kötü olduğunu söyleyince yılların deneyiminin verdiği gerçekçi bakış açısıyla konuşan yaşlı adam “Derslerin kötüyse mühendis olamazsın, belki şu gördüğün direksiyondaki dolmuş şoförü veya muavin olabilirsin, o da yaptığın işe vefa gösterirsen” dedi.
Tanımadığı yabancının kendisi hakkındaki sözleri Selim’i üzmüştü ama mühendis olma arzusundan vazgeçecek değildi. Yaşlı adama sordu:
“Mühendis olabilmem için ne yapmam lazım ?”
Yaşlı adam kendince bir bilgelikle cevap verdi:
“Başarının sırrı nedir biliyor musun evlat ? Vefadır. Derslerine vefa gösterirsen iyi notlar alırsın. Arkadaşlarına vefa gösterirsen sıkı dostlar kazanırsın. Mesleğine vefa gösterirsen o işi en iyi sen yaparsın.”
“Peki derslere vefa göstermek nasıl olur ?” diye sordu Selim.
“Yorgun da olsan, dinç de olsan, havalar, mevsimler ne olursa olsun günlük düzenli olarak belli bir vaktini derslerine ayırmalısın. Örneğin saat 20:00 ile 21:00 arası ders çalışma programın var ise bu programa sebat etmelisin. Derslere vefa göstermek budur”
Selim yaşlı adamın dediğini yaptı ve mühendislik fakültesini kazanması zor olmadı. İş hayatında da mesleğine vefalı olan Selim Türkiye’nin en iyi otomotiv mühendislerinden biri oldu.